18 Mayıs 2011 Çarşamba

Günlüküm.

Son zamanlarda deli gibi yazdığımın farkına sen de varmışsındır. Ben günlüğüme de böyle yazıyorum. Yani bunlar benim kendim olduğum yazılarım... Saçmalaya saçmalaya, bölük pörçük, bi bu dalda bi o dalda. Ama bu hoşuma gidiyor. Hatta yazdıklarımı okumaktan zevk alıyorum. Eskiden ben bi saat de resim arıyordum yazı için. Kısaca bi postu bir buçuk saatte falan yazıyordum. Şimdi yarım saatte yazıyorum. Zaten yazı türü belli, rengi de bi güzellik yapıveriyorum.
Öldüm kollarında cenneti gördümm senden sonra öldümm yakan yok. Bu şarkının ritmini falan çok seviyorum. Video'nun altında sözleri vardı. Sırayla okuyunca pek de anlamlı sözleri olmadığını fark ettim. Ama ritim çok iyi :) Şarkıları baştan sarıp sarıp dinleyebiliyorum. Öyle bi yeteneğim var. Hıhım... Bana özel. Çünkü ben miidesizim.
Okula Fırat'ın karikatür kitabının birincisini götürdüm. Sanırım tüm sınıf okudu. Artık sağıma dönüyorum "Burası benim evimmiş meğersem", soluma dönüyorum "Sıç bok töbe töbe Allam", arkama dönüyorum "herkese sıfır bana yüz puan", önüme dönüyorum "en birinci ben oldum"... Bu durumdan şimdilik rahatsız değilim, her gördüğümde de gülebilme yeteneğine sahibim. Evet yine miidesiz olmamdan kaynaklanan bi yetenek... Zaten 19 Mayıstan sonra unuturlar.
Bi de Ankara'ya gideceğim galiba. Aslında annemi Ahmet'le birlikte (kardeşim) evde kalacağımıza dair ikna etmiştim. Ama aklı bizde kaldı, hem dört gün. kendimi geçtim zavallı kardeşim açlıktan ölebülüü... Ona da yazık. :P (Yalandan kim ölmüş...) 
Yemek konusunda bildiklerim Yemekteyiz ve Master Chef ten ibaret. Onları izlerken de çemkirmelerini izlemekten yemekleri izleyemiyorum.
Kısaca Ankara yolları taştan sen çıkardın beni baştan.
Hadi hoççakal. 

3 yorum:

  1. Ankara... Ankara... Güzel Ankara..!
    Seni sever her abhtı kara...

    YanıtlaSil
  2. sen deli gibi yaz ben de deli gibi okuyayım gülüm.

    YanıtlaSil
  3. Profösör,
    !

    reç...,
    hihihi sen oku ben yazıp dururum tatlım! :D

    YanıtlaSil

Çorbada senin de tuzun bulunsun ;) :)