Aslında... Öyle.
Ben Şebnem Ferah'ın müziğini seviyorum. Evet o müzik Şebnem Ferah'ın. Gitarda ilk öğrendiğim parçanın onun olmasını isterdim mesela. Ama Teoman oldu. Olsun o da güzel. Kol Düğmeleri. İstersen youtube'dan izle. Bizde açılmıyo. Bilgisayar bozuk.O parça aslında Barış Manço'nun. Canım, nasıl tatlı. Barış Manço.
Nil Karaibrahimgil'i de seviyorum. Bu soyismi bi daha yazmayacağım. Onu çılgın olduğu için seviyorum. Bazı parçaları çekilmez gibi gelse de bazılarını çok seviyorum, mesela Sınav filmine yaptıklarını. Bi de Penti reklamı için yaptığı müziği çok seviyorum. Öyle.
Ben bi de sadece enstrüman olan müzikleri seviyorum. Dinlendirici oluyor.
Müzik dinlerken vaktin nasıl geçtiğini anlayamıyorum. O yüzden müzik dinleyerek çalışıyorum. Mesela müzik dinlemediğimde canım sıkılıyor. Ya da gürültüye alıştım. Sınıfta iyi çalışmamın nedeni de bu olabilir. Okan'ın borazan gibi sesinden sonra odam çok sessiz geliyor.
Parmaklarımın uçları acıyor. Çünkü bu gün elektrogitar dersi vardı. Bizim hocanın parmakları nasır tutmuş öyle diyor. Bi de sürekli parmaklarınız acıyacak basarken! diye bağırıyor. Öyle.
Artık hiç kopya çekmiyorum.
Bu gün okulda yapılan nanoteknoloji sunumu süper ötesiydi. Bi de yaşıtlarım yapmış. Halk röportajı desen var, Skype'yle Amerika'ya bağlanıp bi profösörden bilgi falan aldılar. Ödüllü sorular vardı. Mükemmeldi yani. 5 tane 100 vermeliler o veletlere.
Bi şeyleri yapamayınca sinirleniyorum bazen. Tabi herkes sinirlenir. Bu gün gözümden damlalar aktı, yapamadığım için. Ama içli içli ağlamadım. Çünkü içli içli ağlasam duramayabilirdim. Uzun sürerdi, bi de beyaz tenli olduğum için ağlayınca çok belli oluyor.
Artık aklıma gelmiyor "aaa bunun fotoğrafı ne güzel çekilir" gibi cümleler. Cidden heves miymiş? Sevgilimi aldatmış gibi hissettim şimdi.
Kerime'yi, Tuba Yıldırım'ı, Sena Öztürk'ü, Sena Minen'i, Seren Aksun'u her dakika özleme gibi bi yeteneğe sahibim. Bazen böyle çok seviyorum insanları. Bi kaç tane daha var da... Liste uzar gider. Öyle işte... Çok seviyorum. Tuhaf. Hem de karşılıksız seviyorum. Güzel bişi tabi.
Siz bilmiyorsunuz. "Erkekler Ağlamaz"ı. Siz kimsiniz? Arkanda biri daha var sanki. Baktın di mi? Bakmadın mı? Baksaydın çok güzel olurdu :) Baktın di mi lan! Kandırma beni.
Turuncu saç. Seviyorum. Ama kendiliğindense. Kendiliğindense. Ne değişik bi kelime. Bu dile yabancı olsam hayatta kullanmayacağım bi kelime. Evet böyle değişik şeyler geliyo aklıma. Senle hem aynıyız hem farklıyız. Hoşuna gitti di mi? Zıtlıklar bi arada çünkü. İkisinden biri hoşuna gitmek zorunda.
Nilüfer'in herkesle düet yapması çok değişik geliyo. İlginç bi proje olmuş.
Hotmail'i seviyorum.
Skype'yi Microsoft satın almış. Yalnız otuz otuz beş yaşında adamlar kurmuş topu topu. Bi değişikler. Bu teknoloji nelere kadir. Nanoteknoloji. O da süper bişi.
Bizim hoca dedi ki bi doktor olsan daha çok para kazanırsın ama bir şeyleri keşfetmenin tadı başka. Tabi öyledir. Hayır mecazi değil, ciddiyim öyledir.
Biz bi de gen mühendisliğini falan işliyoruz şu ara. O bana biraz korkunç geliyor. Çünkü insan aklı o kadar ayrıntıyı bir arada düşünecek kadar gelişmiş değil. Bi yanını toparlıyorlar, diğer yanı çökertiyorlar. Kaş yaparken göz çıkarıyorlar da diyebiliriz. Kötü bişi bence. Ne biliyim... Gen mühendisliği puanları da çok yüksek biliyo musun... Ama Türkiye'de iş olanağı yok. İsrail bu konuda çok gelişmiş. Kare karpuzlar falan... Yerden kazanıyor olabilirler ama GenetiğiDeğiştirilmişOrganizma onlar. Yani sonradan çok pis patlak verecekler. Kanserler falan filan...
Üç buçuk milyon insan bi konsere katılmış. Rekor kırmışlar. Tabi bu dediğim 90 larda bi zamanda olmuş. Yeni değil. Sahilde olmuş bu. Lütfü Divaneli de iki milyon kişiye konser vermiş.
Bazen böyle kişiliği oturmuş gibi olan bayansa hanımhanımcık baysa beyefendi tipli insanlar vardır. Ben onlara özenirim. Ama komiklik yapanlara da özeniyorum. Böyle çılgın olanlara. Onları seviyorum. Onlarla yaşamak çok güzel.
Bi gün önemli işler başaracağım (bundan tam emin değilim. bi gelip bi gidiyo bu his.)
Bi gün ortalardan kaybolacağım.