14 Eylül 2010 Salı

Mikropsuz Süt...



 

Aşçılıktan hiç ama hiç anlamam. Sadece: salata. O da kolay yani, sebzeleri böl parçala at içine. Biraz yağ, tuz, limon ve gizli sırrım (nasıl gizliyse?) 'nar ekşisi' Mesela yemekte oturuyoruz bazen. Annem o kadar yemek yapmış... Üç çeşit (annem normal bir ev kadını değildir, her işte beceriklidir xD) yapar mesela. Ama ilk övülen benim salatamsa sevinçten yerimde duramam. 

Zaten bana göre yemeğin yapılışının zor ya da kolay olması önemli değil (nasıl da sıkıyorum ama ;) ) mükemmel yapılması önemlidir. (evet sadece salatamdan bahsediyorum)

Geçen gün annem biraz uyuyacağını ve ocağa süt koyduğunu, yarım saat sonra yarıma indirmemi söyledi. Ben de yaptım aynısını. İki saat sonra annem uyandığında süt hala yarımda ve kaynıyordu. Annemdeki tepki şöyleydi:

-Hala kapatmadın mı?
-E kapat demedin ki...

Annem kendini gülmekten alamıyordu. Ve bana kızmadan şöyle cevap verdi:

-Yarıya inmiş. Neyse, hiç mikrop kalmamıştır en azından.
(Ben de mikropları yok etme düşüncesiyle altını kapamamıştım zaten. Gerçekten! xD :p )

Sonra kapı çalındı, gelen üst kat komşumuz Ümmühan Teyze, (Bir not: Onun da benimle yaşıt kızı var; ama o kızın hamaratlığını gördükçe anneme acıyorum ve merak ediyorum 'Bizimki de şöyle olsaydı...' diye içinden geçiriyor mudur? ) çocuğu komik bir hata yapan her anne gibi direk anlatmaya başladı ve Ümmühan Teyze'deki yanıt:

-Neyse hiç mikrop kalmamıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çorbada senin de tuzun bulunsun ;) :)