Merhaba cancağızım... Epeydir uğramadım buralara, biliyorum. Bir öğrencinin hayatsal faaliyetlerini gerçekleştirmekle meşgulüm. Canım aşırı derecede yazı yazmak istediği için geldim.
Burda değilken elektrogitar dersleri almaya başladım.
Ve bir daha kopya çekmemeye karar verdim. İnşallah bunu yerine getirebilirim. Öte yandan yazılılarım öncekilerden daha iyi sayılır. Kopyanın insanı ruhsal anlamda kötü hissettirdiğini fark ettim.Sürekli bi suçluluk hissi falan... Bir de yazılıda kopyayla başardığım soruyu deneme sınavında yapamayınca kopyanın saçma sapan bişi olduğuna kanaat getirdim.
YGS'de de kopya iddiaları falan filan... Aslı ne olur bilmiyorum ama bu yaşta elimizdeki imkanlarla kopya çekmekle, atıyorum ÖSYM başkanı falan olduğumuzda da elimizdeki imkanları kullanarak kopya çekilmesini sağlamak arasında pek de bi fark yok bence.
Artık doğru düzgün elime bile almıyorum telefonu.
Bi de babam hasta oldu. 'Kuru kuru' öksürüyor.
Hikaye yazmıyorum, resim yapmıyorum, fotoğraf çekmiyorum, arada sırada gecenin ikisinde üçünde aklıma günlük yazmak estiği için bi şeyler karalıyorum. Ama öyle yazıyorum ki bi hafta sonra okusam ben bile neyden bahsettiğimi anlamam.
Amcam, Aslı Abla ve küçük kuzenlerim geldi. Biri 30 gün kadar küçük... Diğeriyse dünyalar tatlısı. Maşallah çok güzel. Saçlarını ördüm, makyaj yaptık. Dün gece ona hikayeler anlattım hem de en 'uydurma' olanlarından. :) sonra da birlikte uyuduk. İki kişilik yatakta beni köşeye sıkıştırıverdi. Üstüne kesinlikle yorgan almıyor ve yastıkla paralel olacak şekilde yatıyor :D Ona saklambaç oynayacağımı söylemiştim, tüh yapamadım. :(
Bu hafta sadece cuma günü yazılı değiliz ve her gün sözel...
Kimyacıya hazırladığı kimya notları için blog açmasını söyleyeceğim. O fotokopiciden başka fotokopiciye koşmak çok zor geliyor, bi de söylediği kırtasiyeler evime yakın değil. Hem evde yazıcı boşuna mı duruyor? Teknolojiyi bir kez olsun faydalı bir şeyler için kullanalım artık. Hayatın vazgeçilmezi oldu madem, biz de faydalanalım.
Bir de müdür yardımcısına yazılılar için farklı bi yöntem söyledim. Hocalar toplanıp soruları hazırlayacak ve deneme şeklinde olacağız. Elbette iyi ve kötü yanları var; ama anlattığım kadarıyla sevdi.
Şimdilik bu kadar... Bıktığımda tekrar gelirim. :)
Burda değilken elektrogitar dersleri almaya başladım.
Ve bir daha kopya çekmemeye karar verdim. İnşallah bunu yerine getirebilirim. Öte yandan yazılılarım öncekilerden daha iyi sayılır. Kopyanın insanı ruhsal anlamda kötü hissettirdiğini fark ettim.Sürekli bi suçluluk hissi falan... Bir de yazılıda kopyayla başardığım soruyu deneme sınavında yapamayınca kopyanın saçma sapan bişi olduğuna kanaat getirdim.
YGS'de de kopya iddiaları falan filan... Aslı ne olur bilmiyorum ama bu yaşta elimizdeki imkanlarla kopya çekmekle, atıyorum ÖSYM başkanı falan olduğumuzda da elimizdeki imkanları kullanarak kopya çekilmesini sağlamak arasında pek de bi fark yok bence.
Artık doğru düzgün elime bile almıyorum telefonu.
Bi de babam hasta oldu. 'Kuru kuru' öksürüyor.
Hikaye yazmıyorum, resim yapmıyorum, fotoğraf çekmiyorum, arada sırada gecenin ikisinde üçünde aklıma günlük yazmak estiği için bi şeyler karalıyorum. Ama öyle yazıyorum ki bi hafta sonra okusam ben bile neyden bahsettiğimi anlamam.
Amcam, Aslı Abla ve küçük kuzenlerim geldi. Biri 30 gün kadar küçük... Diğeriyse dünyalar tatlısı. Maşallah çok güzel. Saçlarını ördüm, makyaj yaptık. Dün gece ona hikayeler anlattım hem de en 'uydurma' olanlarından. :) sonra da birlikte uyuduk. İki kişilik yatakta beni köşeye sıkıştırıverdi. Üstüne kesinlikle yorgan almıyor ve yastıkla paralel olacak şekilde yatıyor :D Ona saklambaç oynayacağımı söylemiştim, tüh yapamadım. :(
Bu hafta sadece cuma günü yazılı değiliz ve her gün sözel...
Kimyacıya hazırladığı kimya notları için blog açmasını söyleyeceğim. O fotokopiciden başka fotokopiciye koşmak çok zor geliyor, bi de söylediği kırtasiyeler evime yakın değil. Hem evde yazıcı boşuna mı duruyor? Teknolojiyi bir kez olsun faydalı bir şeyler için kullanalım artık. Hayatın vazgeçilmezi oldu madem, biz de faydalanalım.
Bir de müdür yardımcısına yazılılar için farklı bi yöntem söyledim. Hocalar toplanıp soruları hazırlayacak ve deneme şeklinde olacağız. Elbette iyi ve kötü yanları var; ama anlattığım kadarıyla sevdi.
Şimdilik bu kadar... Bıktığımda tekrar gelirim. :)
Çocukluğumla ilgili bir saklambaç oyununu seninle paylaşmak isterim. sayfamdaki kısa yazımı seninle paylşıyorm bakalım beğenecek misin?
YanıtlaSilGözlerimi kapadım. Sağım solum sobe dedim. Saklanmayan ebe demeye kalmadan gözlerimi açtığımda ortalık in cin top oynuyordu. Ama ben gittim ilk önce O'nu elimle koymuş gibi saklandığı yerde buldum ve O'nu sobeledim. Çünkü saklambaç oynarken benim de saklandığım yer, O'nun da saklandığı yerdi orası.. Ebeliği değişimli olarak biz ikimiz O'nunla birlikte yapıyorduk. İkimiz de değişimli olarak birbirimizi sobeliyor ve birbirimiz tarafından sobeleniyorduk. Oyun böylece sonsuza kadar devam ediyordu. Diğer çocuklar ise birer figüran gibiydiler... Hala saklambaç oyunu hayatımızda devam ediyor biliyor musun. İlk günkü gibi.. Bitmeyen hikaye gibi.. Sonsuza dek...