Dün biriyle örtünme hakkında tartıştık. Düşündüm ki Peygamber söylemeseydi ve Kur'an yazmasaydı bizim de hükümlülüğümüz olmazdı. O zaman ayet ve hadislere baktım. Benim için bu kadarı tatmin edici oldu.
- Peygamber (s.a.v) Hz. Esma'ya 'Ya Esma, kadın bulüğa erince ondan görülebilecek olan ancak şudur' demiş ve kendi yüzüne ve avuç içlerine işaret etmiştir.
- 'Mü'min kadınlara söyle gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar, mahrem yerlerini korusunlar. Ziynetlerini/ ziynet sayılan yerlerini meydana çıkarmasınlar/göstermesinler. Ancak kendiliğinden görünen (el, yüz) bu emrin dışındadır. Baş örtülerini, yakalarının üstüne kadar (Boyunlarını örtecek şekilde) korusunlar.' (24/Nur Suresi 31. Ayet)
Haa bir de... Şunlar da dikkatimi çekti:
- '(Onlara) de ki: 'Allah hem bizim Rabbimiz hem sizin Rabbiniz olduğu halde siz, O'nun hakkında bizimle münakaşa mı ediyorsunuz? Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz sizedir.' (2/Bakara Suresi 139. Ayet)
- 'Ey inananlar! Allah'tan sakınılması gerektiği gibi sakının; sizler ancak Allah'a tam teslim olmuş kişiler olarak son nefesinizi verin.' (3/Al-i İmran Suresi 102. Ayet)
- 'Şüphesiz biz ona, doğru yolu gösterdik. İster şükredici olur (kulluğun gereğini yapar), isterse nankör. (İnsan Suresi, 2-3. Ayet)
Tesettür cazibeyi örtmedir. Bu sadece örtyle olmaz. Kıyafetin düzgün olacak. Bu sadece elbisenle değil. Gülüşün, yürüyüşün vel hasın cinsel bir obje gibi durmayacaksın. Benim anladığım budur.
YanıtlaSilSizin dediğiniz de mantıklı. Ben yorum yapmadan ilgili ayet ve hadisleri ekledim. Kim nasıl bir anlam çıkarırsa artık... :)
YanıtlaSil