Sınav öncesi gelip yazmak istedim :) Biliyor musun bu yılın başında sınav günlüğü yapasım vardı. Aslında yaptım gibi de... Ama yayınlanmalık diye düşünmüştüm :) Sonra bir de ne göreyim "Bir Delinin Sınav Günlüğü" diye bir kitap varmış! Zaten benim günlüklerimi de yayınlamak istemeyeceğime karar verdim.
Her insanın sevilesi özellikleri var.
Ve nefret edilesi.
İnsanoğlu gerçekten çok ilginç bir ruh yapısına sahip sayın izleyici...
Geçenlerde okuma kitaplarına bakarken biraz içini tırtıklıyordum. Çok ilginç bir yazı gördüm. Sanırım adı "Kızları Tavlama Sanatı"ydı. Bunu niye sen okuyorsun diyebilirsin, mantıklı tabi. Bilmiyorum merak ettim işte. Neyse... Adam kısaca şöyle demişti, bir hobin olursa, spor yaparsan, kibar ve ince olursan, biraz da bakımlı ve ağzın laf yaparsa kızları tavlarsın. Ya da en azından tüm bunları yapıyormuş gibi gözükürsen. Benim ilgimi çeken kısmıysa "Kızlara onun kimseye benzemediğini hissetirmeniz yeterli" demesiydi. Ve kendimi düşündüm. "Anormallik" hastasıyım resmen. Özgün olma isteği damarlarımda geziyor. Diğer tüm insanlarda da bunun az ya da çok olduğunu fark ettim. Gerçekten hepimiz farklı olmak için uğraşıyoruz. Birbirimize göre benzerliklerimiz de farklılıklarımız da var. Baktığın açıya göre değişiyor tabi... Her neyse... Pek bi garip geldi insanoğlunun bu huyu. Bu kadar fazla yapmama rağmen. Düşündükçe şaşırıyorum zaten... Psikoloji gerçekten çok farklı bir şey...
Allah rızası için bi şeyler yapmak... Ne bileyim... Bunun için uğraşırken kendimi unuttuğum günleri de görecek miyim acaba?
Bu gün ferace giydim. O kadar rahat ki. (Sanırım Kerime sevdiği için ben de onu sevdim)
"Bana öyle bakma. Anlayacaklar."
Tuhaf bir ruh hali dostum. Sanki bundan sonra bi sınav daha yokmuş gibi hissediyorum ama aslında var. Neyse ki tatile girsem bile çalışmayı bırakma hissi yoktu içimde İnşallah şu 2. hatta 3. sınava da çalışabilirim. Hoş şunun şurasında 9 gün anca kalmış. Yarısı dolu yarısı boş geçecek 9 gün. Bi şekilde bitecek 9 gün. Gün saymak ne saçma bi şey. Neyse efendim... Ben de oturuyorum öyle işte. Klavyede elime ne gelirse yazıyorum. Rahatlatıyor biliyor musun? Artık uç beynim çalışmıyor klavye kullanırken, refleks oldu.
Bi ara da ehliyet almak lazım.
Belamı arıyorum. Yo yo şaka yaptım aramıyorum. Dalga geçiyordum, gerçekten abi.
Ben bi keresinde...
Hiç bi şey yapmadan oturmuştum.
Gerçekten oturmuştum, tam da odamın en boş olan duvarının altına çökmüş odamı izlemiştim. Yerden izlemek çok değişik oluyor. Ha bir de duvarların kesiştiği köşeye sırtını yaslayıp izlemek de değişik oluyor. Ve bazen dolabın içine oturup izliyorum. Evet ben bi tür manyağım, odamı izlerim bazen. Hayır hayır amaç oda izlemek değil, düşünmek.
Merve böyle demişti. "Ben bazen oturur düşünürüm. Evet, sadece düşünmek için zaman ayırırım."
Ve bazıları da yürür düşünmek için. Hem de her gün. Aslında bazıları değil, bu bahsettiğim tür tek kişi. Kendisine benzeyen bi tane daha varmış; ama aynı format değilmiş.
"Bıraktığı yazıya pencere camının buğusuna... Hoşçakal. "
Sınavdan sonra Kur'an kampı yapacağım İnşallah. Aslında bi tane kıza yazın sana Kur'an öğretebilirim demiştim. Biliyor musun, azıcık çalışsan bile yetişkin bir insan 1 haftada öğrenebiliyor. Ama sonra tekrar etmezsen unutması da çok kolay. Her şey gibi... Bi de sünnet ya, "Kur'an'ı öğreniniz ve öğretiniz. Zira Kur'an öğrenen ve öğreten kimse, bulunduğu her yere misk kokusu yayan misk dolu bir kap gibidir." hadisi var. Ne güzel bi tanımlama ya... :) Şimdi daha da hoşuma gitti.
Ehehe geçen kandilden sonra gül koktuğum için şaşırmam geldi. :D Meğer Selpak'ın çiçekli mendilinin kokusu gripten dolayı üstüme sinmiş. Ben de diyorum daha o kadar ermediydim? :S :D
Neyse dostum... Yarın benim sınavım var. Enee saat de 23:59 olmuş iyi mi?
Ben gideyim uyuyayım. Yarın Matematik ve Geometriye akacağız :D
Hadi bb.